+90 (212) 222 68 38

Kimyagerlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri

Kimyagerlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri

Kimya endüstrisi, ulusal ve küresel endüstri içinde merkezi rolü olan bir sektördür. Sektör, petrol, doğal gaz, hava, su ve maden cevherlerini ham madde olarak kullanarak sayıca “küresel ölçekte” 70 binden fazla kimyasal madde üretmektedir. Kimya endüstrisinin ürettiği kimyasallar, başta ziraat, gıda, inşaat, enerji, tekstil, ilaç, ulaşım, elektronik, savunma sanayii olmak üzere 30’dan fazla sektör tarafından kullanılmaktadır. Dünya ekonomisi içinde 4 trilyon dolarlık bir pazar payı bulunan kimya sanayiinin üretimi içinde sabun, deterjan ve kozmetikler gibi son kullanıcı ürünleri,  kimya pazarının sadece %10’luk bir dilimini kapsamaktadır.

İşte bu noktada sektörü diğer sektörlerden ayıran en önemli özellik; geniş ürün yelpazesinin yanı sıra kimya sektörünün direkt insana ulaşabilen ürün oluşturması ve bu ürünlerin de çeşitlilik göstermesi, yani hayatımızın her alanında (ilaç, tekstil, boya, kozmetik, inşaat, plastik, elektrikli eşya, metal, kağıt, otomotiv…) var olması, üretimin her aşamasında kalifiye eleman bulundurma ihtiyacını beraberinde getirmektedir ki bu sebeple kimyager, üretim sektörünün en önemli unsurlarından biri, hattâ mimarı olarak karşımıza çıkar.

Bilim ve teknolojide saygın bir yere sahip bütün ülkeler hem Kimya Endüstrisine  hem de Kimyagerlik mesleğine gerekli değeri vermektedirler. Bu bağlamda,  hammadde, emek, zaman, mekân, sermaye ve öteki girdilere olan ihtiyacı azalttığı için kimya her şeyi ikame etmekte, ileri bir ekonominin merkezi haline gelmekte ve bu gerçekleştikçe de kimyanın ve kimyagerin önemi artmaktadır.

Bugün birçok ülkede kimyagerlerin sayısı hiç de azımsanacak bir durumda değildir. Ülkemizde meslek olarak kimyagerlik eğitimine 1918 yılında sadece üç öğrenciyle başlanmışken, 100 yıla yakın süre içinde kimya bölümlerinden mezun kimyager sayısı 50 bini  geçmiştir.

Buna karşılık ülkemizde kimya sektöründe üretim yıllardır yeterli bir şekilde artmamakta ve kimyagerlerin faydaları özel sektör ve kamu kurumları tarafından yeteri kadar idrak edilmemekte veya görmezden gelinmektedir. Sonuç olarakta Kimyagerin sorumlu olması gereken alanlarda yeterli sayıda kimyager kadrosu ihdas edilmemektedir.

Maalesef üretimin yeterli bir şekilde artmaması, kimyager sayısının hızlıca artması, ilgili işverenlerin sorumluluklarını yerine getirmemesi, meslek odamızın olmaması ve diğer meslek örgütlerinin iş hayatında kimyagerlerin önünü kesmek istemeleri neticesinde sorunlarımız artarak devam etmiştir.

Peki Nedir Sorunlarımız

1- Akademik Sorunlar

Kimyagerlik yetiştiren bölümlerde özel sektöre yönelik programların olmayışı, kimya endüstrisi ile bütünleşik olmayan bir kimyagerlik eğitimi, üniversitelerde staj zorunluluğunun kaldırılması, kimyagerin çalışma alanlarında yetersiz ve özgüvensiz olmasına sebep olmaktadır.

Üniversite akademik ortamları, kimyayla ilgili temel teorik  bilgi, laboratuvar teknikleri, spektroskopi bilgisi ve bilimsel düşünme yeteneği kazandırılmayı yeterli görmekte, öğrencilerinin bir meslek insanı olarak sahip olması gereken donanıma gerekli özeni göstermemektedir. Bu bağlamda, Üniversite Kimya Bölümlerinin Kimyagerlik mesleği için yapılan çalışmaları dikkate almaları ve yapılan çalışmalara destek vermeleri gerekir. Aslında mesleği hak ettiği yere getirebilecek en büyük ve tek kurum, akademik kurumlardır.

2-Kimyager Ünvanını Kullanamama

2006 yılı sonrası Türkiye’de uygulamaya başlanan Bologna Süreci ile birlikte bir ünvan karmaşası yaşanmaya başlamış ve meslektaşlarımız mezun olduktan sonra Kimyagerlik ünvanları diplomalarında yazılmamaya başlanmıştır. YÖK ile geçmiş tarihlerde yapılmış görüşmelere istinaden Diploma Eki ile bu sorunun yaşanmaması adına çözüm bulunmaya çalışılmıştır.

Aslında 1954 yılında yayınlanan 6269 Sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanunun 1. maddesinin a bendi   “Kimyager” ünvanını, Türkiye veya yabancı memleketler üniversitelerine bağlı o larak veya üniversite ayarında olup da müstakilen kimyagerlik diploması veren müesseselerden mezun olanlarla bu kimyagerlik diplomasına tekabül eden üniversiteler kimya tahsilini yaparak gereken diplomayı alanlar kullanabilirler.” demektedir.

Bu yasa ile verilmiş olan ünvan hakkının diplomalarda kullanılması gerekmektedir. Bu konuda TMMOB’un açtığı dava sonucunda Türkiye’de Mühendis ünvanı kullanacak meslek kolları için mezuniyetlerinde verilen diplomalarda Mühendis ünvanı yazılmaya başlanmıştır.

Derneğimiz ise bu konuda YÖK nezdinde girişimde bulunarak hazırlanan talep yazısıyla bu sorunun giderilmesi için girişim başlatmış, yapılan görüşmeler de bu sorunun giderilebileceği sözü de alınmıştır.

3-Kontenjan Verilmeyen Kimya Bölümleri

ÖSYM’nin 23 Haziran 2015 tarihinde yayınladığı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda 2015-2016 döneminde lisans programlarına yerleşecek adaylar için, üniversitelerin kontenjanları açıklandı. YÖK’ün açıklamasına göre 34 üniversitede kimya  bölümüne öğrenci kontenjanı verilmedi

Kontenjan verilen ve verilmeyen Kimya bölümü kontenjanlarını değerlendirdiğimizde, kontenjanları düşük tutularak sadece merkez kentlerdeki üniversitelere  ve  üç büyük şehrin üniversitelerindeki Kimya bölümlerine öğrenci alımının sürdürüldüğünü görüyoruz.

Tabii ki kontenjan verilen bu üniversitelerin köklü ve altyapıları güçlü kurumlar olduğunu, kimyager yetiştirme konusunda lokomotif bölümler olduklarını, bu öğrenci yükünü de rahatlıkla taşıyabileceklerini ifade etmek isteriz. Üzücü olan, çok güçlü öğretim kadrosu ve alt yapısı olan birçok kimya bölümüne kontenjan verilmemesidir.

Bir meslek kuruluşu olarak Yüksek Öğretim Kurumu ile yaptığımız görüşmede, öğrenci tercihi olmayan bölümlerin kapatılmasına yönelik olmak üzere  toplam kontenjan kısıtı uygulanması ve 2016 yılı kimya bölümleri kontenjanlarının, sadece merkez kentlerdeki üniversitelere değil; bölümlerin akademik kadroları, laboratuvar donanımları, yürüttüğü projeler, yaptığı bilimsel yayınlar, üniversite-sanayi işbirliği vb kriterler açısından ayrıntılı bir şekilde incelenerek bu şartları taşıyan diğer üniversitelere de dağıtılmasıdır. Aksi halde yüz milyonlarca dolarlık araştırma alt yapısı ve yetişmiş insan gücü beş-on yıl içinde atıl hale gelecektir. Diğer yandan bu üniversitelerde temel bilimci yaklaşımı ve deneyimi ile ders verecek, bilimsel sorunların çözümüne temel bilimci yaklaşımıyla katkı yapabilecek akademisyen bulunmasında da zorluklar yaşanacaktır. Böyle bir uygulama, ülkemizin “Vizyon 2023” ve “Vizyon 2071” gibi büyük hedefleriyle bağdaşmamaktadır.

4- Kimyagerlik Dersi’nin Olmaması 

Kimya bölümlerinde kimya öğretilmesine rağmen kimyagerlik meslek bilgisi öğretilmemektedir. Yeni mezun olan bir kimyager mesleki haklarından, görev ve yetkilerinden bihaber olarak mezun olmaktadır. Bu durum mesleki öz güven eksikliğine, sektörde pasif bir kişiliğe sahip olmamıza neden olmaktadır.

5-Özlük Hakları

Hem özel sektör hem de kamu kurumlarında kimyager için sağlanan özlük hakları maalesef aynı iş ve statüde çalışan benzer meslek gruplarına göre zayıf kalmaktadır. Kamu kurumlarındaki ek gösterge haksızlığı yıllardır devam etmektedir.

Kamuda çalışan kimyagerlere ücret ödenmesi konusunda adaletsiz bir uygulama söz konusudur.

Kimyagerler 1994 yılına kadar 3600 ek gösterge rakamı üzerinden maaş almaktayken, Kimyagerler 18.05.1994 günlü 527 sayılı KHK’nin 3. maddesiyle eklenen I sayılı Cetvelin ‘Teknik Hizmetler Sınıfı’ başlıklı bölümünün  (b) bendine alınmışlardır. Böylece ek göstergemiz 3600’den 3000’e indirilmiştir. Bu düzenleme ile hak ve yetkileri aynı kanunla düzenlenen meslek grupları arasında (çalışmakta olanlar ve emeklilik esnasında) ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. İlginç olan ise Fen fakültesi lisansiyerlerinden olan Biyologlar 3600 ek  göstergeden yararlandırılmaktadır.

Bunlar göz önünde bulundurularak derneğimizin girişimleri neticesinde 2001 yılında Anayasa Mahkemesi lehimize karar vermesine rağmen uygulama hâlâ düzeltilememiştir.

Kimyagerlerin özlük hakları ile ilgili olarak, yaşanan ve devam eden mağduriyeti, yasal yönden haklılığımızı ve geçmiş yıllarda alınmış tüm kararlar ile Kimyagerlerin taleplerini içeren “Kimyagerlerin Özlük Hakları Konusundaki Talepleri” adlı geniş içerikli bir dosya hazırlanmıştır.

Kimyagerlerin özlük haklarının iadesi konusunda, Mecliste bulunan milletvekilleri veya Bakanlıklar bünyesinde ilgili mercilere taleplerimizi içeren yazılar değişik zamanlarda gönderilmiştir. Bu yazılar Dernek Yönetim Kurulu üyelerinin bireysel başvuruları veya Dernek Başkanlığının resmi yazışmaları seklinde yapılmıştır. Geçmiş yasama dönemlerinde de defalarca yasa teklifi verilmesine rağmen bu teklifler yasalaşmadığı için bu mağduriyet bir türlü giderilememiştir.

Bu mağduriyet giderilebilseydi Çalışan kimyagerler  emekli olduklarında emeklilik ikramiyesi ve maaşlarında yaklaşık %25 iyileştirme yaşanacaktır.

Şehir Plancı ve Bölge Plancıların durumunu Anayasa Mahkemesi 527 sayılı KHK’yi iptal kararından sonra 04.03.1998 tarih ve 4359 sayılı kanuna göre yapılan düzenlemeyle b) grubundan a) grubuna getirilerek mağduriyetleri giderilmiştir

Benzer gerekçelerle 2010 tarihinde Folklor araştırmacısı, kütüphaneci, arşivci, kitap patologu ve sosyolog ünvanları Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifleri üzerine Genel İdari Hizmetler sınıfından Teknik Hizmetler Sınıfına alınmış ve ek göstergeleri 2200’den 3000’e yükseltilmiştir.

Hal böyle olunca  Özel Sektör’de çalışan arkadaşlarımıza da sağlanan maddi ve manevi imkanlar, kamudaki gerekçeler baz alınarak dolaylı bir şekilde etki etmiş olacaktır.

6-Kariyer Meslek Grubu Olarak Tanınmama

Çeşitli kurumlardaki uzmanlık, uzman yardımcılığı, müfettişlik ve müfettiş yardımcılığı gibi kariyer kadrolarına kimyagerler kabul edilmemektedir. Kimyagerlerin şu an sadece Sağlık Bakanlığı’nda müfettiş yardımcısı olma ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda uzman olarak istihdam edilme şansı vardır. Kimyagerlik mesleği ile ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı uzman kadrolarında kimyagerlere yer verildiği halde meslek taassubu nedeniyle şimdiye kadar bu alanda personel alımı gerçekleştirilmemiştir. Uzmanlık kadroları kimyagerlik mesleğinin kamudaki gelişmesine yardımcı olacak kadrolar olduğu için bu konuda gerekli hassasiyet gösterilmelidir.

7- Mesleki İmaj ve Kimlik Karmaşası

Kimyagerlik mesleği en eski mesleklerden olmasına rağmen toplum tarafından bilinirliği azdır. Türkiye’deki meslek tutuculuğu ve kimyagerlerin uzun zaman örgütsüz olması kimyagerliği vatandaş ve özel sektör nezdinde iyi tanınmayan ve işlevleri tam olarak bilinmeyen bir meslek haline getirmiştir. Ne iş yaptığı, nerden mezun olduğu iyi bilinmediği gibi, kimyagerin lise mezunu algısı bile bulunmaktadır.

Dahası kimyagerim diyen birine ne işle uğraştığı, mühendis mi, öğretmen mi sorusu sorulmaktadır. Mesleki imaj ve bilinirliğin artmasıyla özel sektördeki istihdamın da arttırılabileceği bir gerçektir.

Çok sık olmasa da, bu durumla maalesef kanun yapıcı otoriteler nezdinde de karşılaşmak  mümkün olabilmektedir. Kimyagerin asli görevi olan bazı iş alanlarında bile kimyageri yetkisiz bırakacak yasal düzenlemeler yapılabilmektedir.

8- Meslekler Birbirinin Çalışma Alanına Girmektedir

Kimyager ve kimya mühendisi, küçük ve büyük ölçekte birbirlerini tamamlayan ekip arkadaşları olabilir, ama birbirlerinin yerine asla geçemez; yani bir kimyager, aldığı eğitim gereğince bir kimya mühendisinin yaptığı işi yapamaz, bir kimya mühendisi de bir kimyagerin yaptığı işi yeterince derin olarak bilemez. Ülkemizde kimyager ve kimya mühendisliği iş tanımlarının yeterince bilinmemesi ve kimya sanayiinin yeterince güçlü olmaması yanında, son yıllarda kontenjanların da aşırı bir şekilde artırılması dikkate alınarak, ülkede kimyagerlik ve kimya mühendisliği mesleklerinin değerlerini yitirmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Derneğimiz bu ve diğer bütün sorunlar için Akademi, endüstri, meslek kuruluşları ve politika yönlendiricileri işbirliğinde yıl sonuna kadar bir çalıştay düzenleyecektir. Sonuç raporunu meclis ve bakanlıklarla paylaşacaktır.

9- Tecrübe

Bu, Özellikle akademisyenlerin çok daha fazla duyarlı olması gereken bir konudur. Akademisyenlerimizin, yetiştirdiği öğrencileri büyük oranda endüstrinin istihdam ettiğinin bilincinde olarak endüstriyi daha iyi tanımaları gerekmektedir. Bu  kapsamda, akademisyenlerimiz öğrencilerine kimya endüstrini tanıtmalı, ve bunun için önce kendileri sanayi ile koordineli çalışmalıdır. Böylelikle öğrencilerini de en doğru şekilde yönlendirip onların geleceği ve kimyanın geleceği için en doğru işi yapmış olurlar.

İş ilanlarının bir çoğunda tecrübe aranmaktadır. ‘Yeni mezun, 3-4 yıl tecrübeli kimyager aranmaktadır’  şeklindeki komik iş ilanları ile karşılaşılmaktadır. bu da mezunlar için büyük bir olumsuzluk meydana getirmektedir.

Kimyagerlik için, sektörde bulunan çeşitli alanlar içinde kişinin isteği, yetenekleri ve mesleki amaçlarına en uygun alan seçilmeli, lisans öğrencisi dönemindeyken bu sektör için hazırlıklar yapılmalı ve lisans öğretiminin üzerine, sektör tarafından gerek duyulan teknik bilgi birikimi verilmelidir.

Kendini iyi yetiştirmiş bir kimyager, yorumuyla, bakış açısıyla; yeni mezun dahi olsa işletmede fark yaratabilecek bir elemandır. Genellikle hep şunu söylüyoruz; Bu meslek sadece okula gidip gelmekle öğrenilecek bir meslek değildir. Bir kimyager mutlaka belli bir alana yönelmeli, okurken araştırmalı ve sorgulayıcı bir insan olmalıdır.

”Kesinlikle ve kesinlikle Fen-Edebiyat Fakültelerinin Kimya Bölümlerinde staj zorunlu kılınmalıdır. Öncelikle bir kimya öğrencisine teorik olarak ders yöneltirken, aynı zamanda sektöre yönelik dersler konulmalıdır. Laboratuvar ve uygulamalar belirli bir ağırlıkta olmalı ve tavizsiz yürütülmelidir. İkinci veya üçüncü sınıflara kadar öğrencinin kafasında ”Akademisyenlik mi? Kalite Kontrol mü? Üretim mi ? vs vs” gibi sorularına cevap olacak şekilde hazırlayıp bu doğrultuda mezun olmaya hazırlamak gerekmektedir.

Öğrencilere kendini daha iyi yetiştirebilmeleri için, yerinde öğrenmeyle staj sürelerinin arttırılması ve staj yeri belirlenmesinde işyerlerine ve üniversitelere yükümlülükler getirilmesi, stajyerlere maaş ve sigorta bağlanmasının zorunlu kılınması gerekmektedir. Bu uygulamaya staj yerine iş tecrübesi kazanma şeklinde bir bilincin oluşturulması sağlanmalıdır. Böylelikle işe girme sürecinde istenilen tecrübe şartı sağlanmış olacaktır.

Tecrübeye örnek olması bakımından farklı bir durumda şudur;

Kozmetik Yönetmeliği madde-13’e göre bu alanda sorumlu müdür olabilmek için ‘eczacı veya kozmetik alanında en az iki yıl fiilen çalışmış olduğunu belgelemek kaydıyla kimyager, kimya mühendisi, biyolog veya mikrobiyologlar üretici tarafından sorumlu teknik eleman olarak görevlendirilebilir’ denilmektedir. Durum bu alanda çalışmak isteyen meslektaşlarımız açısından adaletsiz bir uygulamadır. Bu konuda da durumun düzeltilmesi için söz almamıza rağmen henüz yönetmelikte düzenleme yapılmamıştır.
10- İstihdam 

Belki de en önemli sorunumuz budur. Kimyagerlik mesleği, eğitiminin zorluğu yanında,  işe alımlarda da zorluk çekilen bir meslek grubu haline gelmiştir.

Kimya alanına tercihlerin azalmasında, gelecek ve iş kaygısının önemli bir etken olduğunu biliyor ve yıllardır bu algıyı yıkmak için uğraşıyoruz. Kimyagerler Derneği olarak, kuruluşumuzdan beri, Kimya bölümlerini cazip hale getirmek amacıyla, kamu ve özel sektör nezdinde, kimyager meslektaşlarımızın iş alanlarını ve imkânlarını artıracak projeler ve eğitim programları üzerinde çalışmalar yapmaktayız. Bu ve buna benzer çalışmalar kamusal alanda sahiplenilip, projelere dönüştürülerek özel sektörle sağlıklı iletişim kanallarının güçlendirilmesi durumunda, iş imkânları daha da gelişecek, öğrenciler, kimya bölümlerini daha çok tercih eder duruma geleceklerdir.

Son 10 yılda Kamuda KPSS sınavıyla istihdam edilen Kimyager sayısı ,Kimyagerlerin ancak % 0.7’sini temsil etmektedir.

Özel sektörde de durum aynıdır. Mesleki bilinirliğin az olmasından dolayı, iş verenler ya mühendis ya da daha az ücret vermek amacıyla teknisyen ya da tekniker istihdam etmektedir.

11- Çalışma Şartları

Bazı sektörlerde çalışma süreleri çok yüksektir. Çalışma sürelerine bir standart getirilmelidir. Dahası harcanan emeğin karşılığının alınması sağlanmalıdır. Bir çok kimyagere görevinin dışında işler de yaptırılmaktadır. Bazı işletmelerde 5-6 kimyagerin yapacağı işleri 1-2 kimyager yürütebilmektedir.

12- Ücret

Bir çok meslektaşımız hak ettiği ücreti alamamaktadır. Sektörde iş buluma zorluğu göz önüne alınarak meslektaşlarımız teklif edilen ucuz ücretleri zorunlu olarak kabul etmektedir. Ücret konusunda standardizasyonun sağlanması elzem bir durumdur.

Ücretli çalışan kimyagerlerin en büyük sorunlarından birisinin sigortalarının gerçek ücretleri üzerinden yatırılmamasıdır. Kimyagerler Derneği Yönetim Kurulunun her yıl aldığı asgari ücret kararını noterler birliğine bildirerek düşük ücretli sözleşme imza edilmesinin önüne geçilme çabasının  bu konuda önemli bir adım olduğunu ifade etmekte fayda vardır.

Burada en büyük sorun derneğimizle SGK arasında asgari ücret protokolünün henüz imza edilememiş olmasıdır. Çünkü, ilgili  kurum yalnızca meslek odalarıyla protokol imza etme yetkisine sahiptir.

13- Kimyagerler’in Mesai Saati Dışı Çalışamaması 

Devlet memuru olan Kimyagerlerin mesai saatleri dışında çalışabileceğine ilişkin bir hüküm Devlet memurları Kanununda yok. Ancak, 6269 sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanunda kimyagerlerin mesai saatleri dışında serbestçe çalışabileceklerine ilişkin bir düzenleme mevcut. Bu itibarla esnaf veya tacir sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunmamak kaydıyla mesai saatleri haricinde bir hizmet akdine bağlı olmaksızın serbest olarak çalışabilmek mümkün görünmektedir. Ancak bu konuda örneğin doktorların olduğu gibi devlet memuru olan kimyagerlere kanuni hakkımız olduğu halde   çalışma izni verilmemektedir. Açtığım davayı da kaybettim.

14- Meslek Odası

Halen mesleğimizin uğradığı deformasyon karşısında sessiz kalan bir çoğunluk bulunmaktadır. Öğrenci arkadaşlarımızın daha okurken bu bilince sahip olması gerekiyor. Akademisyen hocalarımızın bu derneğe sahip çıkması gerekiyor. Yoksa bu sorunlarımıza her geçen gün bir yenisi daha  eklenecektir.

Kimyagerlerin haklarını korumak adına Kimyagerler Derneği’nin payı inkar edilemez. Ancak meslek odaları derneklere göre daha güçlü yapılardır ve yasa, yönetmelik gibi hukuki konulara daha kolay müdahil olabilmekte gerektiğinde sorunlarını tüzel kişilik olarak yargıya taşıyabilmektedir. Dolayısıyla mesleki olarak daha iyi yerlere gelebilmek, haklarımızın daha iyi korunmasını sağlamak ve yeni haklar elde edebilmek için oda olmak şarttır.

Aslında bu işin bir yolu vardır; Kimyagerlerin, Şehir Bölge Plancılarının geçmişte yaptıkları gibi, TMMOB çatısı altında kendi odalarını kurabilmeleri ve bunun için ilk önce KMO’ya üye olabilmeleri yolunun açılarak; yaklaşık iki yıl sonraki ilk genel kurulda KMO’dan ayrılarak TMMOB çatısı altında Kimyagerler Odası kurulabilmesi mümkün olabilecektir, (geçmişte Gıda Mühendisleri de bu yolu izleyerek Odalarını kurmuşlardır). Ancak bu konuda da önümüzde TMMOB i engeli aşılamamaktadır.

Evet
Tam da bu noktada sorunları tespit ve çözüm yolları geliştirebilmek amacıyla 2001 yılında Kimyagerler Derneği kurulmuş ve meslek örgütü açığını kapatmaya çalışmıştır. Türkiye’ de AB süreci dolayısıyla sürekli değişen ve kimyagerin çalışma alanlarını ilgilendiren konulardaki yasa ve yönetmelikler  düzenlenirken ilgili kişilerin çoğu kere  kimyager mesleğini sehven veya kasten ihmal ettikleri görüldü. Eğer derneğimizin müdahaleleri olmasaydı 10 yıl içerisinde nerdeyse kimyager hiçbir iş yapamayacak hale gelebilirdi.

Bu çerçevede derneğimiz  mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki Kimyagerleri  temsil etmek, onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini oluşturmak için var gücüyle çalışmıştır. Bu amaçla derneğimiz, Kimyagerliği meslek alanlarıyla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine kavramak, yorumlamak ve toplumu bilgilendirmek zorundadır. Biz Kimyagerler Derneği  temsilcileri olarak seçildiğimiz 2 yıllık dönemler içerisinde ülkemiz ve meslektaşlarımız için elimizden gelen çalışmaları yapıyoruz.

Kimyagerler Derneği olarak, özellikle Türkiye Kimya Sanayii alanında mesleğimizin ve toplumsal sorumluluğumuzun bilinci içerisinde; Kozmetik Kongresinden İlaç Kongresi’ne kadar, ulusal ve uluslar arası düzeyde, bilimsel içerikli Kongre ve Sempozyum gerçekleştiriyoruz. Bu etkinliklerde kurduğumuz fuar ve sergi alanları vasıtasıyla sektörü, ilgili kurum ve kuruluşlar ile meslektaşlarımızı buluşturuyoruz. Mevcut ve gelişen teknolojiler hakkında paylaşım ortamları oluşturuyoruz. Bunların yanında mesleki bilinirliğimizin de oluşmasına katkı sunmuş oluyoruz. Ancak ne yazık ki; mesleğimize ve meslektaşımıza yönelik bunca etkinlikte akademisyen topluluğu yeterli katkı yapmamaktadır.

Özellikle Kimyagerler derneği ne işe yarıyor, kimyagerlerimiz neden bu kadar işsiz denildiğini duyuyoruz. Böyle konuşanlar bilmelidir ki, bizler tamamen gönüllülük temelinde kendi işlerimizden arta kalan zamanlarda emek harcıyoruz. Ancak çoğu meslektaşımızın yaptığı gibi dışarıdan şikayet etmekten daha çok elini taşın altına koymak gerekliliğinin bilincindeyiz. Bir meslek örgütü, üyelerinin emeği, deneyimi ve katılımı oranında güçlüdür. Bu nedenle hepinizi derneğimiz çatısında birlikte üretmeye çağırıyoruz. Bizler Kimyageriz, ülkemiz ve halkımız için üretmek istiyoruz. Bu anlamı ile bizi yönetenlerin ve özellikle bağımlı hale gelmiş ülke sanayimizin bizim mesleğimizin farkında olmadığını düşünüyoruz.

Bugün kimyagerler,  İşveren kimyagerler, araştırma geliştirme çalışmalarında bulunan kimyagerler  ile üretim sürecinin içinde olan kimyagerler  olarak üç farklı konumda yer almaktadırlar. Ücretli çalışan kimyagerler neredeyse işçilerle ortak sorunları paylaşmaktadırlar. Kimyagerler, iş  kazalarında yaralanma ve ölümlerle karşılaşmalarının yanında  iş  yerlerinde yaşanan kazalarda da birebir sorumlu tutulmakta, hatta yargılanan tutuklanan ve ceza alan kimyagerlerin  olduğu  bilinmektedir.

Türkiye’deki endüstrinin üretime odaklı olması,  ürün odaklı araştırma-geliştirmenin  henüz başlangıç düzeyinde olması ve her ne kadar inkar edilse ve yanlış bulunsa da, özel sektör ve sanayideki “mühendis egemen yapı” kimyagerlerin özel sektör ve sanayideki konumunu etkilemektedir.

Yıllar içinde biriken sorunların bir sonucu olarak bugün kimyager meslektaşlarımız, özel sektör ve kamuda iş arayan bir meslek grubu olmuştur. İş bulduğumuzda ise çoğu durumda eğitimimize uygun olmayan işlerde hak ettiğimizden daha düşük ücretlerle çalışmak durumunda kalmaktayız. Özellikle mesleğimizin ilk yıllarında tecrübe kazandırılmak vaadiyle angarya işlere gönderiliyor, iş güvencemizin asgari düzeye indirildiği yerlerde çalışmak zorunda bırakılıyoruz.

Sonuçta, kimyagerin  “kimya” yaparak ekmeğini kazandığı,  aranan, saygı duyulan,  onurlu bir meslek olması için hepimizin el ele vermesi gerekmektedir.

 

 

Kaynaklar
1.Bilim ve Teknoloji Tarihi Prof. Dr. Mehmet Doğan (2010)
2.http://tr.wikipedia.org/wiki/Kimya
2.Çukurova Kalkınma Ajansı KİMYA Araştırma Raporu 2012 / 03 M. Fatih KIROĞLU (Uzman)
3.Türk Kimya Sanayisi, Sanayi Genel Müdürlüğü Mart 2010
4.Kimyaturk Kimya Forumu Kimyagerlerin sorunları (http://kimyaturk.net/index.php?topic=33073.0;wap2)
5.İnovatif Kimya dergisi 17.sayı sayfa 19 21 Ocak 2015 S.YAĞMURTAŞAN (http://www.inovatifkimyadergisi.com/endustrinin-kalbi-kimyayi-olusturan-kimyager)
6.Tc Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı—Kimya Sektörü Raporu 2012/1
7.Etkin kimyagerler Yük. Kim. Hasan ÖZ
8.Kimya sanayi özel ihtisas komisyonu raporu devlet planlama teşkilatı müsteşarlığı, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)
9.Ar-Ge Bülten Araştırma Ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü (Kimya Sanayinin Bugünü ve Yarını ELİF UĞUR)

 

 

 

 

23 Aralık 2015
Kimyagerlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri için yorumlar kapalı
1.936 kez görüntülendi